Kayıtlar

Haziran 12, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Reklamverenlerimize iki olanak daha

Resim
Dergimizin tüm sayfalarına web sitemizde JPEG formatında yer verdiğimize önceki bir yazımda değinmiştim. Bunu derginin ticari başarısını etkilemesi pahasına, etkinliğini arttırmak için yaptığımızı söylemiştim. Gerçekten de fiziksel kısıtlamalar derginin ulaşmasını istediğimiz her noktaya (mesela yurt dışına) gitmesini engelleyebiliyor. Bu yüzden bu uygulamanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Nitekim, derginin siteye konmasından yalnızca 12 saat sonra çevrilen sayfa sayısının 1400'ü geçmesi de bu konudaki beklentileri karşıladığımızı gösteriyor. Bu sayıdan itibaren web sitemizde solda görüldüğü gibi bir de reklamverenler dizini sunmaya başladık. Böylece artık dergimizdeki reklamlara ulaşmak için ziyaretçilerimizin web sitemizde sayfa çevirmesine bile gerek yok! Ayrıca sürekli reklamverenlerimizin banner'larına web sitemizde ücretsiz yer vermeye başlıyoruz. Derginin 12. sayısı, sayfalarını çevirmenizi, reklam sorumlumuz Gül ise reklam başvurularınızı bekliyor! ( Bu yazı haksız sa

Blog: Herkes kendi köşesinin yazarı

Köşe yazarı olmak, rahat bir iş olarak gelirdi hep bana. Dışarıdan bakınca ‘Ohh! Adamlar her gün yazı yazıyor, kedisinden köpeğinden bahsediyor, bir sürü de para kazanıyorlar. Ne var ben de yaparım!’ diye düşünürdüm. Bir yıl boyunca ülkenin tanınmış bir köşe yazarının asistanlığını yapınca durumun hiç de zannedildiği kadar kolay olmadığını anladım. Yoğun bir çalışma temposu, sürekli koşuşturma, gündemi takip etme ve sürekli bilgi hazinene yenilerini ekleme gibi işin çok zor ve görülmeyen yanları var. Bunu görünce köşe yazarlığı için daha kırk fırın ekmek yemem gerektiğini anladım. (Gerçi hala boş şeyler yazarak tonla para kazananlar var. Onlar da bu işe biraz kafa yorsalar iyi olur.) Bloglar sıradan insanlara da kendi köşelerinde yazma imkânı tanıyor. Ben de dergimizin blog’undan esinlenerek kendime bir blog hesabı açtım. ( http://hhatir.blogspot.com ) Burada başımdan geçen ilginç olayları, çeşitli konulardaki düşüncelerimi, arkadaşlarımı, kısaca aklıma gelen her şeyi yazmayı planlıy

Kavramlara yabancılaşmak

"Bilişim" sözcüğü ne kadar sık kullanılıyor... Bu kavrama bir özne yakıştırması yapılarak toplumların yaşama alışkanlıklarını değiştiren teknolojilere atıfta bulunuluyor. Bunda sorun yok... Ama köşedeki bilgisayarcıdan 30 dolara webcam alabilmek de bilişimin gücü olarak gösterildiğinde "durun bakalım" demek istiyorum. Bunun "bilişimin gücü" ile ilgisi yok, rekabet nedeniyle webcam fiyatları ucuzladı, o kadar! Bu kadar sık rastladığım bir sözcüğün içeriğine yabancılaşmak kaçınılmaz oluyor. Oysa çok değil, 6 yıl önce bir sertifikasyon programını tamamlamak üzereyken bilişim ordusunun bir neferi olmaya can atıyordum, "bilişim sektöründe çalışıyorum" demenin bir ayrıcalık olduğunu düşünüyordum. Şimdi bu sözcük bana oldukça kirlenmiş bir bilgisayar piyasasını (kaba olacak ama, neredeyse sadece "toplama bilgisayar sektörünü") çağrıştırıyor. Şimdi ise telekomünikasyon yükselen bir değer. Bakalım bu terimin içeriği önümüzdeki on yılda nasıl değ

Yaz aylarında iki sayı çıkarıyoruz

Daha önce duyurduğumuz halde ulaşamadığımız kişiler olduğu anlaşılıyor, o yüzden burada da yazmaya karar verdim; Tele.com.tr Dergisi'ni Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında iki sayı yayınlayacağız. Temmuz ve Ağustos aylarının tatil için tercih edilmesi, tüm sektörlerde durgunluk yaratırken haber akışını yavaşlatıyor, ulaşmak istediğiniz insanları bulamamanıza, ve doğal olarak reklam girdilerinin de azalmasına yol açıyor. Ama elbette tatil rehavetine girecek değiliz. Yay-sat raporları, sözkonusu aylarda dergi satışlarının büyük şehirlerde düşerken tatil bölgelerinde arttığını gösteriyor. Biz de deniz kenarında, dağ tatilinde ya da kampta okunması zevkli dopdolu bir içerikle 15 Haziran ve 15 Temmuz'da dergimizi yayınlayıp, ince bir planlamayla dağıtımı tüm tatil bölgelerine yönlendireceğiz.