Kayıtlar

Mayıs 1, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk anketimizin sonucu: Türk Telekom satılsın da, kime satılırsa satılsın!

Resim
Epey geç başladığımız için katılım düşük oldu. Ama herkese yalnızca bir oy hakkı verilen anketimizde çıkan sonuçlar şöyle: Umarım bu meseleye, bu seçeneklerin dışında bir yanıtı olan yoktur da herkesi kapsayabilmişizdir. %25'lik "satılmamalı"cılarla, %75'lik "satılmalı"cıların mücadelesi önümüzdeki günlerde pek çok platformda yaşanacak. Başka bir teknoloji şirketinin, mesela Turkcell(*)'in yöneticilerinin, pazarlamacılarının ve mühendislerinin bir ay boyunca Türk Telekom binalarında mesai yapmalasını sağlamak mümkün olsaydı (bu durumda tabii onbinlerce koltuk boş kalacaktı, olsun...) Türk Telekom'un müşteri memnuniyetinde, cirosunda ve kârında kaç puan artış yaşanırdı, bunu çok merak ediyorum. O zaman "satılmamalı"cıların elle tutulur pek argümanları kalmayacağını düşünüyorum. Dünyanın hangi ülkesinde tek sorumluluğu fotokopi çekmek olan ve bunun için maaş alan personele sahip bir kurum vardır? (*) Neden Turkcell'i andığımı bir "mü

Türk Telekom özelleştirilmeli

Türk Telekom yöneticileriyle, kurumun özelleştirilmesi gerektiği konusunda "anlaşıyoruz"(!). Bu yüzden onlara değil, özelleştirme karşıtlarına sesleniyor olacağım. Epey ilgi çeken "Türk Telekom ADSL çağrı merkezi dilimizden anlıyor mu?" yazıma konu olan örnek diyaloglardan birini buraya tıklayarak dinlemenizi rica ediyorum.(*) Türkiye'nin yirmibirinci yüzyılda dünya ülkeleri arasında nerede konumlanacağı konusunda en büyük etkenlerden biri, telekomünikasyon altyapısı. Ve bu altyapıyı işletenlerin, bu diyaloglarda görülen sıkıntıları yaşamasına benim içim elvermiyor. (*) Windows Media Player gerektirir. (**) Bir Alcatel çalışanı, bana bu yazıdaki "ADSL hattı üzerinden faks gönderememe sorunu" ile ilgili olarak operatörün yanıtlarının doğru olduğunu söylediği bir e-posta gönderdi. Bu konudaki yorumum İnternet kaynaklarına dayanıyordu. Birkaç örnek için bkz: Google answers , Dslreports.com , Actiontec.com , Teamhancock.com

Sektör dergileri masalara!

Resim
Bir sektör dergisine destek olmak için reklam vermek zorunda değilsiniz. Takdir ettiğiniz ve desteklemek istediğiniz bir dergiyse, bekleme salonunda ya da odanızdaki sehpada bulundurmak da önemli bir destek olacaktır. Pek çok sektör temsilcisinden duyduğumuz ve bizi çok mutlu eden bir cümle; "Her gittiğimiz yerde derginizi görüyoruz!" ifadesi... Bu konuda epey uç bir örnek şu; "İstanbul Kültür Üniversitesi'nde okuyan bir arkadaşım, dergimizin okuldaki kantinde satıldığını görmüş ve bir gün sonra memleketi olan Konya'ya gitmiş. Burada bir akrabasının evinde de dergiye rastlamış. (Akrabası dergiyi bayiden almış) Dönüş yolunda Ankara'da bir iş görüşmesi için gittiği telekomünikasyon firmasında da rastlayınca, dergimizin pek çok ulusal gazeteden fazla satıldığı kanaatine varmış. (Henüz değil, umarım bir gün :) Gerçekten de dergimiz her ay binlerce masaya ulaşıyor ve ücretsiz gönderim listemiz her gün genişliyor! Bu konuda oldukça aktif olarak çalışan bir ekibimi

Ekim Ayı idi Ekim'le tanıştığımız zaman...

Resim
Merhaba, Öncelikle kendimi tanıtmalıyım sanırım. Belki bazılarınız tele.com.tr web sitesi ya da dergideki yazılarımdan veya farklı şekillerde adımı duymuş, görmüş olabilirsiniz. Adım Can Kılıç , Elektronik Mühendisiyim ve 6 yıllık profesyonel iş hayatımda değişik yerlerde, değişik pozisyonlarda ama ağırlıklı olarak Bilgi Teknolojileri alanında çalıştım. Ama gerçek anlamda en çok zevk alarak çalıştığım gerçekten birseyler ürettiğime inandığım yer tele.com.tr dergi ve web sitesi oluşumuydu. Gurur duyarak söyleyebilirim ki çok yakın arkadaşım olan Ekim Kaya 'nın tele.com.tr ürünlerinin başlangıcında ve devamında ona en çok destek olan kişilerden biri olduğuma inaniyorum. Aslında kendisi tüm telekom şirketlerinin aksine sektörün gerçeklerini görerek çok daha ihtiyatlı bir tavır gösterdi başlangıçta. Herkes tekel büfesi açar gibi telekom şirketi açarken o sektörün geleceğini görmeye çalıştı ve bazen bu işe girmekten çekindi. Ama kendimi de bu gruba dahil ederek söyleyebilirim ki tele.c

Eğlenceli bir okur mektubu

Aslında "okur mektupları"na başka bir blog'da değinmek gerekiyor, ben geçtiğimiz günlerde bir okurla aramdaki mesajlaşmadan, okurumuzun izniyle bahsedeceğim. Blog'umuza bir metin girmek üzereydim ki, şu e-postayı aldım: "merhaba nasılsınız; iyi olduğunuzdan şüphem yok ben bu yakınlarda fuar tarzında yani ses oparatörlerinin katılacağı bir organizasyon varmı? varsa katılma imkanım ne kadar? şimdiden teşekkür ederim." Bu mesaj saat 23:31'de geldi. Alır almaz şu yanıtı gönderdim. "Merhaba, Şu sıralar yok, seneye Telekom 2006'ya bekleriz. www.telekom2006.com 'dan takip edebilirsiniz" 23:35'te şu mesaj geldi: hemen ne zaman yazdınız ona şuan kafam basmadı desem ne dersin ancak gülersiniz? ama siz genede gülmeyin 23:37'de cevaben bir smiley gönderdim. Okurumuz 23:44'te şu mesajla cevapladı: "kolay gelsin çalışıyormusunuz desem gecenin bir vakti millet yatağında mışıldarken yani ben bu aralar telekom sektörüyle araştırma yapıy