Kayıtlar

Haziran 19, 2005 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bugün ne yiyelim?

Resim
En çok tutulan web siteleri genellikle en büyük boşluğu dolduranlar oluyor. 7 yıllık iş hayatımın tamamını ofiste geçirmiş ve neredeyse hiç yemekhanede yememiş biri olarak en büyük dertlerimden biri, her öğlen sorduğum "bugün ne yiyelim?" sorusu... Hızlı metropol hayatında bizim yerimize iş yapan hizmet şirketlerinin çok kazanacağını düşünüyorum. Henüz pek karşımıza çıkmıyor. Bizim yerimize işlerimizi takip eden, (otomatik ödeme talimatı ve İnternet bankacılığı sayesinde pek gerek kalmasa da) faturalarımızı ödeyen, çocuğumuzu okula götüren şirketler mutlaka kurulacak. Bizim dün gece başlattığımız bir İnternet sitesi, ilk paragraftaki sorunu yaşayan ofis çalışanlarının yerine düşünüyor . (Zaman zaman Amerikalılaşmaya vurgu yapıyorum, alın bir örnek daha!) Site şimdilik altı alt sayfadan ibaret ve hafta içi her gece güncellenerek bir sonraki güne hazırlanacak. Amaç onlarca mutfağın yüzlerce yemek türü arasından seçmek yerine, o günkü ruh halinize uygun olarak sadece altı katego

BAŞARI"lı" ELEKTRONİK

Türkiye'nin henüz gelişmekte olan bir ülke olmasından kaynaklı çok büyük eksiklerinden birisi de firmaların müşteri ilişkilerine yeterince önem vermemesi ya da sadece müşterilerine değer veriyormuş gibi görünmeleri. Ülkemizde, pazarlanan ürün ne olursa olsun temel yaklaşım malı satana kadar müşteriye her türlü iyi yaklaşımda bulunmak ancak malı sattıktan sonra destek vermekte maalesef o ısrarcılığı sürdürmemek. Ama yine de bunu kabul etmeyip sanki çok işe yararmış gibi çağrı merkezleri, müşteri ilişkileri ofisleri/büroları kurup sözde destek vermek. Bu yönde herhangi bir örnek vermek istemiyorum çünkü çok kısa düşündüğünüz zaman kendinizin de bu ihmalden mağdur olduğunuzu bulacaksınızdır. Bu fikrim oldukça sabitti aslında. Taa ki çok başarılı ve beni hayrete düşüren bir uygulamaya rastlayana kadar. Bahsetmek istediğim olayda adı geçen şirketin ismini sevinerek vermek istiyorum: Başarı Elektronik; gerçekten başarılı bir satış sonrası destek servisi verdikleri için. Şu anda hala da k

İki okur mektubu

Resim
Bugün iki okur mektubu aldım. Biri şöyle: "Sitenizi her zaman olmasa da ara sıra ziyaret ediyorum. Fakat bugün gezerken gördüğüm link beni şok etti... Sizin gibi ciddi bir Bilişim Medya kuruluşuna yakıştırmam imkansız sanırım... Sitenizde; Türkiye'nin ilk şirket blog'u: http://blog.tele.com.tr linkine tıklandığında sağ üsteki köşede bulunan "next blog"a tıkladım... Ama tıklamamla çıkmam bir oldu... Pornografi resimler gördüm ??? Sonra denediğimde ise gelmedi aynı yer.. Bir anlam veremedim. Lütfen biraz DİKKAT ?" Bizden bir sonraki blog'da ne yayınlandığı konusunda bilgimiz ve söz hakkımız olmadığı için şu uyarıyı yapmamız gerektiğini anladım: "Sitemizdeki herhangi bir linke tıklayarak ulaştığınız sitelerin, ve o sitelerde tıkladığınız linklerle ulaşacağınız diğer sitelerin (Yani matematiksel ifadeyle İnternet'te bizim sitemiz dışındaki tüm siteler kümesi) sorumluluğu bize ait değildir. Diğer bir okur mektubu şöyle: İnternetten bulduğum güzel b

İlk kişisel "denizaltım"

Resim
Akıllıca tasarlanmış herhangi bir ürünü bana satmak çok kolay... Bu ürünün hayatımdaki herhangi bir "boşluğu" doldurma özelliğine sahip olması gerekmiyor. Beni heyecanlandırması yeterli. Balayında eşimle bir alışveriş merkezini dolaşırken pervaneli bir alet gördüm. Bu konuda algılarım o kadar açık ki, ne işe yaradığını anlamam bir saniye bile almadı. Bu tür şeyler arada bir oluyor ve "Evet işte bu! Bu mutlaka üretilmeliydi!" deyip daha önce üzerinde hiç düşünmediğim bir ürünün somut halini karşımda görünce çok heyecanlanıyorum. Genellikle de bu süreç onu satın almamla sonuçlanıyor. Aletin adı Seadoo . Yaptığı işe göre oldukça yüksek bir fiyatı vardı. Ama haksız bulmuyorum, çünkü zaten bir ihtiyaç değil, eğlencesine düşkün birinin alabileceği lüks sayılabilecek bir ürün bu. O gün eşimi bunu satın almak konusunda ikna edemedim. (Balayında, yani sözümü en çok dinletebileceğim dönemde!) Eşim Seadoo'nun "çok gereksiz" olduğunu dile getiriyordu. Ben ise bunu

Cep telefonları istediğim noktaya geliyor!

Resim
Bir teknoloji "bağımlısı" olarak bugüne kadar cep telefonlarına eklenen özelliklerin çoğunu heyecan verici bulmadım. Dijital kameralar telefonlara ilk eklendiğinden beri ulaşılan fotoğraf kalitesinin yetersiz olduğunu düşünüyordum. Geçtiğimiz haftaya kadar! Ben bugüne kadar denediklerim arasında en başarılı bulduğum bir Palm Treo 600 kullanıyorum. Palm'in bilinen avuçiçi bilgisayar özelliklerinin yanında Q klavye, sık mesaj yazan biri olarak beni çok mutlu ediyor. Ama kamerasından hiç hoşnut değilim. Sony Ericsson'un geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarına test için verilen Sony Ericsson'un K 750 modeli, "cep telefonunda kaliteli dijital kamera" sorununu çözmüş görünüyor. Bu heyecan verici cihazla ilgili görüşlerime derginin Temmuz sayısında başlayacağımız test köşesinde yer vereceğim. Şimdilik sizinle telefonun "panoramik resim çekme" özelliğini kullanarak çektiğim 180 derecelik resimleri paylaşmak istedim. Merak