Ekim Ayı idi Ekim'le tanıştığımız zaman...

Bir profesyonelin gözü firmasından başka bir şey görmezMerhaba,
Öncelikle kendimi tanıtmalıyım sanırım. Belki bazılarınız tele.com.tr web sitesi ya da dergideki yazılarımdan veya farklı şekillerde adımı duymuş, görmüş olabilirsiniz. Adım Can Kılıç, Elektronik Mühendisiyim ve 6 yıllık profesyonel iş hayatımda değişik yerlerde, değişik pozisyonlarda ama ağırlıklı olarak Bilgi Teknolojileri alanında çalıştım. Ama gerçek anlamda en çok zevk alarak çalıştığım gerçekten birseyler ürettiğime inandığım yer tele.com.tr dergi ve web sitesi oluşumuydu. Gurur duyarak söyleyebilirim ki çok yakın arkadaşım olan Ekim Kaya'nın tele.com.tr ürünlerinin başlangıcında ve devamında ona en çok destek olan kişilerden biri olduğuma inaniyorum. Aslında kendisi tüm telekom şirketlerinin aksine sektörün gerçeklerini görerek çok daha ihtiyatlı bir tavır gösterdi başlangıçta. Herkes tekel büfesi açar gibi telekom şirketi açarken o sektörün geleceğini görmeye çalıştı ve bazen bu işe girmekten çekindi. Ama kendimi de bu gruba dahil ederek söyleyebilirim ki tele.com.tr grubu sektörün popularitesinden çok gerçeklerini görerek mütevazi bir başlangıç yaptık yayın hayatımıza. Kaynak yayın grubu olarak çıkartılan tele.com.tr dergisi, www.tele.com.tr web sitesi ve Telekom fuarları gerçek ilgilileri olan profesyonelleri ve sektörden gerçekten hizmet ya da bilgi edinmeyi amaçlayan kişileri seçti hedef kitle olarak. Mayıs 2005 sayısı derginin 11. sayısı ve şahsi fikrim bu kadar kısa zamanda gerçek hedef kitleye ulaşıldığı.

Kişisel görüşlerimden sonra daha önce de belirttiğim gibi yakın arkadaşım olan Ekim Kaya ile nasıl tanıştığımız anlatmak istiyorum bu ilk blog'umda. Ekim ile Türkiye'nin ilk servis sağlayıcısı olan TurkNoktaNet'te bir Ekim ayında tanıştık. Hangi Ekim olduğunu bilmiyorum ama bunu hiç unutmuyorum:) Çoğu TurkNoktaNet çalışanı gibi o da ben de çağrı merkezinde başlamıştık işe. Kısaca şunu da söylemek isterim ki profesyonel iş hayatımda en yoğun çalıştığım yer burasıydı. Hiç susmayan telefonlar ve bitmek bilmeyen kullanıcı problemleri... Burada bir de itiraf yapmak istiyorum aslında. Her çağrı merkezi agentı gibi ben de, Ekim de birsürü beyaz yalan söylüyorduk burada :) Veritabanı sunucusunda problem varken kullanıcılara gerçeği söylemenin ne kadar doğru olacağını siz takdir edin. Hatta aramızdaki bir söylentiye göre Amerika'da bir yıl çağrı merkezinde çalışanların şahitliği kabul edilmiyordu. Bu ya bir şehir efsanesi ya da yöneticilerimizin yalan söylerken kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan başka bir beyaz yalanıydı :) Daha sonra her TurkNoktaNet operatorunun geçtiği yollardan geçerek sistem operatörü olduk ikimiz de. Orası da çok yoğun ama bir o kadar eğlenceliydi. Ekim'i ilk defa takdir ettiğim gün bu zamanlara denk geliyor. Eminim şu anda onun da ilk defa okuyacağı gibi o sıralarda hiç bir mazeretim olmamasına rağmen nikahına gitmediğimi de yine burada itiraf etmek istiyorum :( Ama daha sonra kendisi ile de eşi ile de çok samimi olduk ve profesyonel olarak iş yapmaya başladık. Daha sonra TurkNoktaNet, Sabancı Telekom ayrılığında TurkNoktaNet tarafında teknik kişiler olarak sadece ikimiz kaldık. TurkNoktaNet sistem odası önündeEkim Network ben ise Sistem Mühendisi olarak görev yaptık bir yıl kadar. Bir sürü problem üzerinde çalıştık, ama anladık ki her problemin kaynağı fiziksel seviyeden kaynaklanıyordu :) Genellikle de çift olarak dolaşan Türk Telekom teknikerlerinin kabloları yanlış bağlayıp ucuna bir kağıt parçasına okunamayacak bir yazı yazdıkları kablolarda çıkıyordu sorunlar. Karşılıklı oturmamıza rağmen MSN Messenger en büyük iletişim aracımızdı. Telekomünikasyon ilgisi o zamanlara dayanır Ekim'in. Ekim'in ertesi gün istifa edeceğini de oradan öğrenmiştim ben. Ortada hiçbirşey yokken istifa etti. Çok şaşırdım ama birşey söyleyemedim. Bir süre sonra NTV'de Network mühendisi olarak çalışmaya başladı Turkcell'e geçen başka bir arkadaşımın yerine :) Orada da fazla kalamadı, çünkü Ekim hiçbir zaman durağanlıktan mutlu olmadı, hep yeni birşeyler yapmaya çalıştı. Bir firma altında çalışırken de bunu yapması imkansızdı. O yüzden NTV'den de ayrılıp kendi işini kurdu. Dergi çıkaracağını söyledi bana ve ilk sayıda yazar mısın dedi. Tabii ki seve seve kabul ettim. Ülkemizde hala gündeme giremeyen ancak gelecekte telekom şirketlerinin hepsinin hakkında fazlasıyla bilgi sahibi olması gerekecek olan TL9000 telekomünikasyon standardı yazısı çok yakın bir arkadaşım ;) olan Tuba Duru ile birlikte ilk profesyonel yazarlık deneyimim oldu benim de. Daha sonraları farklı sayılarda farklı yazılar yazdım. Değişik fikirlerle dergi ve web sitesi oluşumunun içinde olmaya çalıştım.

Kendim için her zaman birşeyler yapabileceğim bir yer olduğunu düşünüyorum bu grubun. Çünkü sektörün kendisi gibi o sektöre hizmet eden tele.com.tr'nin de yapacağı çok fazla şey, şu anda okuduğunuz blog gibi getireceği çok fazla yenilik var...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tele.com.tr Blog'unda yeni yayın politikamızın ilk ürünü

Türk Telekom özelleştirilmeli

İlk kişisel "denizaltım"