Dergi içeriği ve yazın değişen çalışma alışkanlıklarım hakkında...

Okul, fuar ve taşınma gündemleri nedeniyle blog'a bir süredir yazamadım.

Yazla birlikte farklı bir çalışma yöntemini benimsiyorum; İşim İnternet erişimi olan herhangi bir mekânda yürütülebildiğinden, yazı yazacağım zaman ofis yerine dışarıyı tercih ettiğimde herhangi bir verimlilik kaybına yol açmış olmuyorum. Bu yer ya Türk Telekom'un winet hizmetini şimdilik ücretsiz veren Starbucks, veya İTÜ'nün ya da Boğaziçi'nin rahat çimenleri oluyor. Kısacası önümüzdeki birkaç ay bana ulaşmak için e-posta'yı tercih etmenizi öneririm.

Derginin Türkiye'de akla gelen şekliyle bir "sektör dergisi" görünümünden ve içeriğinden uzak olması en büyük dileğim. Ama bu hedefime en fazla ilk sayıda ulaşabildim. Birinci yılımıza yaklaştığımız bu günlerde bu konudaki duyarlılığımı arttırmaya karar verdim. İletişim teknolojilerinin yarattığı bir kültür var. Buna dahil olan herkesi kapsamayı amaçlıyorum. İlk sayılarımızdaki İstanbul'un iş merkezilerinden wi-fi manzaraları, Irak'ta savaş sonrası telekomünikasyon altyapısının durumu, 11 Eylül'de iletişim terörü, Formula 1'in arkasındaki iletişim teknolojileri, E-seçim: Elektronlarla gelen demokrasi gibi yazılarla bunu bir ölçüde başardığımızı düşünüyorum. Önümüzdeki aylarda bu tür yazıların dergideki ağırlığının arttığını göreceksiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tele.com.tr Blog'unda yeni yayın politikamızın ilk ürünü

Türk Telekom özelleştirilmeli

İlk kişisel "denizaltım"