Patronlar neden blog yaparlar – ve neden bu ekonomik olarak değersizdir?

Elime ulaşan bir polemik yazısının benim blog tarzımı da eleştirmekte olduğunu fark ettim. Metni okuduktan sonra içeriğine hak verdim ve bundan sonraki bloglarımda yazıdaki önerileri gözönünde bulunduracağım. Yazı şöyle:

Patronlar blog yapabilirler mi?
Kesinlikle yapabileceklerini düşünürler ya da en azından şirkete çok da uzak olmayan birileri patronların bunu yapabileceklerini düşünürler.

Üst düzey yönetici bloggerların listesi oldukça uzun ve seçkin isimlerden oluşuyor: General Motors başkanvekili Bob Lutz, Boeing ticari uçak tasarımı bölüm başkan yardımcısı Randy Baseler, Sun Microsystems Yönetim Kurulu Başkanı Jonathan Schwartz.

Bloglar sesini duyurmak ve doğrudan konuşmak için birer araç. Dedikoduya yatkın, tehlikeli ve de gayri resmi olmaları onları daha çok okunur hale getiriyor. Bloglar konuşulamayanların konuşulduğu bir alan. Fakat yöneticilerin blog açması, blogların gayrı resmi ve konuşulamayanların konuşulduğu bir alan olma özelliğini ortadan kaldırmıyor mu? Çalışanlarıyla resmi bir ilişki kuran yöneticilerin bloglarında sıradan bir üslupla yazmaları, inandırıcılıklarının sorgulanmasına yola açıyor. Belki de bloglar yöneticilere yasaklanmalı, kim bilir?

Şirket Blogları


Fakat onlar böyle düşünmüyor. Boeing yöneticilerinden Mr Baseler görüşlerini açıkça belirtiyor: “Artan yakıt ve diğer operasyonel maliyetlerini dikkate alan bir havayolları şirketi için bu uçak açıkça bir numara. 787’nin olağanüstü çekiciliğinin büyük bir bölümünün süper verimliliğinden kaynaklandığına inanıyorum. Bu durumda yolcuların bu uçağı seveceklerinden bahsetmeye gerek yok.

Ya da General Motors’tan Mr Lutz’un blogunda şirketinin bir ürününden bahsetmesini tartışmalı bir yorum olarak gösterebiliriz. “Buick Lacrosse için çok heyecnalıyım. Mükemmel kontrol edilebilen, harika bir işçiliğe sahip, süspansiyonları ve V-6 özelliğiyle sansasyonel dinamikleri olan bir araç.

Hewlett Packard başkan yardımcılarından Rich Marcello ise farklı bri telden çalıyor: “Ne zamandan beri şarkı söylemiyorsun? Ne zamandan beri dans etmiyorsun? Ne zamandan beri bir hikayenin büyüsüne kapılmıyorsun, özellikle kendi hayat hikayenin? Ne zamandan beri sessizliğin güzel ülkesinde huzurlu hissetmiyorsun? Bu üzerinde düşünülecek bir şey, Rich.”

Yöneticilere blog öğütleri

Blog sitenizi takip eden okuyuculara kompliman yapmayın. Bunlar inandırıcı olmayacaktır ve blog güvenilirliğini yitirecektir. Örneğin GM’den Mr Lutz blogda altını çizdiği gibi bir felaketler selinde yaşamamaktadır. Şirket çalışanlarının alaycı kahkahaları kilometrelerce öteden duyulabilir. Böyle bir üslup kullanmamalılar.

Bu yöneticilerin blog yapamayacağı anlamına gelmiyor. Genellikle yöneticilerin ifadeleri resmi ve ticari çıkarımları beraberinde getirir. Bu nedenle samimi olarak konuşamayacakları konulardan uzak durmalılar. Genel olarak endüstrinin nasıl göründüğünden ( ya da rock müzikten, ulaşımdan, en son Star Wars ya da futboldan) bahsetmek daha gerçekçi olacak ve destek alacaktır.Yeni ürünün ne kadar muhteşem olduğu ya da takımını nasıl yönettiğinden bahsedilmesi siber uzayın çöp tenekesinde yerini alacaktır.

Yönetici blogger okuyucuların güvenini nasıl kazanır?

Aşağıda yönetici bloggerlar hakkında yapılan yorumlar bulunuyor. Yönetici bloggerların güvenilirliği tamamen bloglarının şirketlerinin konumunu güçlendirmek amcıyla hazırlanıp hazırlanmadığına bağlı.

Yöneticiler varlığını kabul edene ve keşfedene kadar blogun eğlenme amaçlı bir uygulama olduğuna inandırılmıştık. Blog bir PR aracıdır ve iyi ya da kötü olması çok da önemli değil. PR, PR’dır. Bence blog sadece, bloggerın, insanların dikkatini şirketlerine çekmek için başvurduğu alternatif bir yoldur. Roket bilimi değil!
Dan, New York / ABD

Yöneticiler şirketlerini ve sektörel konuları bloglarından uzak tutmalı. Bunlarla ilgili söylediklerine inanmıyoruz. Kişisel şeylerden, ilgi alanlarından bahsetmeliler. İnsanlar bloglara yazdıkları samimi yazılar nedeniyle kovulabilirler. Bloglar bu nedenle tehlikeli olabilir. Yönetici blogları ilgi çekici olmuyor. Genelde insanlar yazılanları okuyup, altında yatan gerçek anlamı çıkarmaya çalışıyorlar. Yöneticiler yaptıkları uzun tatillerden, ya da kazandıkları maaşlardan açıkça bahsetmiyorlar. İnandırıcı olmaktan uzaklar.
Peter, Leeds / İngiltere

Yönetici bloggerlar, bloglarında şirketlerinin ismini gizlemeli ve okuyucuların yaptığı gibi takma isim kullanmalı. Şirketlerinin ismini blogunun tepesine yazan bloggerlara ben güvenmiyorum.
Nick, Preston / Lancashire


Kaynak: http://news.bbc.co.uk/go/pr/fr/-/1/hi/business/4576737.stm
Çeviren: Hüseyin Hatır

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tele.com.tr Blog'unda yeni yayın politikamızın ilk ürünü

Türk Telekom özelleştirilmeli

İlk kişisel "denizaltım"