İletişim teknolojileri ve uluslar arası ilişkiler

Geçen sene, üniversiteyi bitirdiğimde dış haberler muhabiri olmayı aklıma koymuştum. Bunun için her türlü adımı atmaya hazırdım. Öyle ki tele.com.tr ekibiyle tanıştığım Cebit fuarında, hem gazeteciliği, hem de kişiliğiyle kendime örnek aldığım Mithat Bereket’i görünce önüne atlayıp birkaç saniyede bir sürü şey söyleyerek kafasını şişirdim. Sağ olsun güler yüzlü davrandı ve kendisini örnek almak da haksız olmadığımı kanıtladı.

İşte o günlerde başladı tele.com.tr yolculuğu benim için. İletişim teknolojilerini, uluslar arası ilişkiler mezunu biri için farklı bir alan olarak gördüğüm için tereddütlüydüm ilk başlarda. Üstelik aklımda dış haberler vardı hala. Fakat beş günlük fuar esnasında gördüm ki, dünya farklı bir yöne doğru gidiyor ve bazı şeyleri birbirinden ayırmak, parça parça incelemek mümkün değil. Bahsetmek istediğim şeyin en somut ifadesi, 2004 Eylül sayımızın kapak konusu olan 11 Eylül terörü ve iletişim teknolojileri başlığında kendini gösterdi bana. Daha sonra izlediğimiz yayın politikası, işlediğimiz konular hep bu doğrultuda oldu. ABD’deki e-seçimler ve sanal alemdeki terör siyasette ve dünya olaylarında iletişimin kullanım alanlarına ilişkin işlediğimiz konulardan sadece bir kaçı. Bunların dışında dergimizde işlediğimiz konular, editörüm Ekim Bey’in de bahsettiği gibi sektörel olmaktan çok güncel olaylarla ilişkili.

İletişimin bireysel kullanımından ziyade devletlerin ya da politika aktörleri tarafından nasıl kullanılabileceği benim ilgimi çekiyor. İletişim sayesinde dünyanın inanılmaz küçüldüğünü düşünüyorum. Öyle ki dünyanın atmosfer yerine sanal bir ağ ile sarılmış görüntüsü zihnimde canlanıyor. Hareket alanımızın adeta sınırlandığını hissediyorum. Her yerde izleniyoruz; alışveriş merkezlerinde, metroda, ATM makinelerinin önündeki kuyruklarda. Cep telefonumuzun açık olduğu her an nerede olduğumuz bilinebiliyor. Uydular sayesinde yönümüzü belirliyor, bulunduğumuz yere en yakın pizzacıyı harita üzerinden gerçek görüntüsüyle görebiliyoruz. (bkz. Maps.google.com) Adeta bilim kurgunun gerçek olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu durum devletlerin haklarıyla ve birbirleriyle ilişkilerini, güç dengelerini tamamen değiştiriyor. İletişim teknolojisine sahip olan devlet hasmına karşı inanılmaz rekabet gücü kazanıyor, yönettiği toplumu kontrol etme kapasitesini arttırıyor. İletişim teknolojileri, diğer tüm silahların önüne geçmiş durumda. İletişimin gelecek toplumların kaderini belirleyecek en önemli etken olacağına inanıyorum. Bunu göz ardı eden toplumların, gerekli yatırımları yerinde ve zamanında yapmayan devletlerin çok zaman kaybetmiş olacağına inanıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tele.com.tr Blog'unda yeni yayın politikamızın ilk ürünü

Türk Telekom özelleştirilmeli

İlk kişisel "denizaltım"