Teknolojik mutluluk

Teknolojik gelişmeler üzerine çok net bir görüşüm var; insanlar kullandıkları teknolojiyi gerçek hayatlarına faydalı bir şekilde taşıyamıyorlarsa bunun gerçek bir gelişme olmadığı fikrindeyim. Örneğin günümüzde yeni çıkan birçok cep telefonu çok fazla olanak sağlıyor kullanıcılara. Yeni nesil bu telefonlarda bulunan bluetooth sayesinde iki cihaz arasında iletişim kurmak mümkün. Ya da farklı bir cihazla bağlantıya geçip o cihazi internete bağlamak, mail senkronizasyonu yapmak da mümkün. Ancak düşünüldüğünde bu teknolojiyi faydalı bir şekilde kaçımız kullanıyoruz? Kaçımız satın alırken fiyat arttıran bu özellikleri daha sonra kullanıp faydalı birşeyler üretiyoruz. Bence bu oran oldukça düşük seviyelerde. Çok kişi bluetooth bağlantılarını açıp iki telefonun bir şekilde birbirlerini görmesinden mutlu oluyorlar ancak bu tamamen kısır bir kullanım halini alıyor.

Teknolojinin gerçek anlamda insanı mutlu ettiğine şahit olduğum iki örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir tanesi kendimin bir diğeri ise Ford'da Sistem Mühendisi olarak çalışan eski ev arkadaşım Ahmet Özkan'ın hayatından.

Çok kısa bir süre önce evliliğe ilk adımımı attım ve nişanlandım. Elbette birsürü fotoğraf çektik ve bunların büyük çoğunluğu dijitaldi. Bu fotoğraflar ilerisi için çok güzel anılar olarak kalacaklar. Ancak bundan daha önemlisi o an için orada olamayan kişilere bunların anında ulaştırılmasıydı.

Nişanlım Tuba'nın dayısı Amerika'da yaşıyor ve Türkiye'ye kısa zaman içerisinde gelmesi pek olası gözükmüyor. O gece ona cep telefonundan ulaştık ve tebriklerini aldık. Hemen sonra fotoğraflarımızı internetten yayınladık ve dayı"mız" bizi görme olanağı buldu. Aslında yapılan çok basit bir teknolojiyi kullanmaktı ama yaşattığı sevinç inanılmaz derecede büyüktü. Herkesi mutlu etti birkaç fotoğrafa saniyeler içerisinde binlerce kilometre uzaktan erişilebilmesi.

Başka büyük bir özlemini ise eski ev arkadaşım Ahmet giderdi. Kendisi Ford'un İzmit'te fabrikasında çalışıyor ve geçtiğimiz hafta eğitim için İstanbul'a geldi. Birkaç akşam burada kaldı. Bu sürede 2 aylık çocuğundan uzakta kalmak ona rahatsızlık vermişti.
Ancak çözüm hemen bulundu: MSN Messenger ve WebCam. 2 aylık Ada'nın altının temizlenmesini seyretmek onu hiç bu kadar mutlu etmemişti herhalde. Onun ağlamasını duyduk, gülüşünü seyrettik...

Baştaki savımıza dönersek teknolojiyi özellikle de bizim ilgi alanımız olan iletişim teknolojilerini sadece kendi içerisinde gelişen bir döngü olarak görmeyip faydalı ve verimli bir şekilde kullanmayı ilke edinirsek yapılacak anlamsız masraflardan, gereksiz kaynak kullanımından, ses-görüntü-bilgi kirliliğinden kurtulup gerçekten işe yarar çözümler üretmeye biraz daha yaklaşacağımız görüşündeyim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tele.com.tr Blog'unda yeni yayın politikamızın ilk ürünü

Türk Telekom özelleştirilmeli

İlk kişisel "denizaltım"