Sivil polisler ve bir risk

İstanbul'da sivil polis araçlarının diğerlerinden ilk bakışta ayırt edilebildiği yegane yer neresidir? Cevap basit: Emniyet şeridi... Emniyet şeridinden giden araçların çoğu, ışıldağını tepesine koyan sivil polis araçları oluyor. Bu konudaki mevzuatı bilmiyorum, muhtemelen göreve giderken emniyet şeridini tehlikeye yol açmayacak bir hızda kullanmaları makul karşılanabilir, ama tahminimce emniyet şeridindeki her araç görev üstünde olmuyor. Türkiye bir bürokrasi devleti, buna itiraz etmek kolay değil, etseniz bile genellikle sonuç alamıyorsunuz. Bu konuda hata yapanlar Fatih Altaylı, Hıncal Uluç, ve belki Yurtsan Atakan konuyu köşelerine taşıdığında incelemeye alınıyor. Türkiye'de yurttaşlık bilinci olmadığı için, bu konuda bir kamu görevlisiyle tartışıp "Senin maaşın ve o aracın masrafları benim vergilerimle ödeniyor, bu araçla ne suç işlemeye, ne trafik güvenliğini tehlikeye atmaya, ne de bu konudaki uyarım nedeniyle bana kızmaya hakkın var" diyebilecek insan sayısı çok değil. Ancak benim dikkat çekmek istediğim konu başka; Güvenlik.

Sivil polislerin "sivil" olmasının bir amacı var. Yasa çerçevesinde ilk bakışta polis oldukları anlaşılmadan görev yapabilmeleri gerekiyor. Bu işleyiş birçok açıdan faydalı. Ancak yasadışı örgütlerin bu araçların listesini yapabilmek için tek yapmaları gereken, İstanbul trafiğine çıkıp, emniyet şeridindeki araçların plakalarını not etmek! Bir ay boyunca gözlem yaparak eminim İstanbul'da görevli sivil polis araçlarının yüzlercesi kaydedilebilir. Sırf bu sebeple bile görev başında olmayan memurların bunu yapmasına izin vermemek gerekiyor, bilmem ne dersiniz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tele.com.tr Blog'unda yeni yayın politikamızın ilk ürünü

Türk Telekom özelleştirilmeli

İlk kişisel "denizaltım"